İstanbul’da İlim ve Kültür Hayatı (15 - 16. Asırlar)
İstanbul’da İlim ve Kültür Hayatı (15 - 16. Asırlar)
Özet
Fatih Sultan Mehmed’in 1453’de İstanbul’u fethedince “cihad-ı
asgar”ı tamamladık, şimdi sıra “cihad-ı ekber”de, yani şehrin imarı iskanı,
ilim ve sanat merkezi haline getirilmesinde diyerek Hz. Peygamber’in
bir muharebe sonrası söylediği hadisine vurgu yapması
dikkate değer bir husustur. Bu gerçekten bir cihad-ı ekberdi. Bu aynı
zamanda daha önce bin yıl Hiristiyanlığın en muhteşem merkezi
olan şehri artık Türklük ve İslamın en müstesna merkezi yapmak
cehd ve cihadı idi. Osmanlı döneminde İstanbul’un yüzyıllarca ilim
ve kültür hayatını şekillendiren ve canlandıran temel kurum şüphesiz
medreselerdi. Medreselerin yanında Topkapı sarayı içinde yüzyıllarca
devam eden Enderun, İstanbul’da birbirinden farklı programlara
sahip dergahlar, ayrıca vüzera ve ulema konakları da klasik dönemde
üzerinde durulması gereken ilim yuvaları idi. Fetihden sonra şehirlerin
ilim hayatını canlandırmak için medrese inşası yerleşmiş birbir
gelenek idi. İstanbul’da da böyle oldu. Fatih Sultan Mehmed’in 1453’de İstanbul’u fethedince “cihad-ı asgar”ı tamamladık, şimdi sıra “cihad-ı ekber”de, yani şehrin imarı iskanı, ilim ve sanat merkezi haline getirilmesinde diyerek Hz. Peygamber’in bir muharebe sonrası söylediği hadisine vurgu yapması dikkate değer bir husustur. Bu gerçekten bir cihad-ı ekberdi. Bu aynı zamanda daha önce bin yıl Hiristiyanlığın en muhteşem merkezi olan şehri artık Türklük ve İslamın en müstesna merkezi yapmak cehd ve cihadı idi. Osmanlı döneminde İstanbul’un yüzyıllarca ilim ve kültür hayatını şekillendiren ve canlandıran temel kurum şüphesiz medreselerdi. Medreselerin yanında Topkapı sarayı içinde yüzyıllarca devam eden Enderun, İstanbul’da birbirinden farklı programlara sahip dergahlar, ayrıca vüzera ve ulema konakları da klasik dönemde üzerinde durulması gereken ilim yuvaları idi. Fetihden sonra şehirlerin ilim hayatını canlandırmak için medrese inşası yerleşmiş birbir gelenek idi. İstanbul’da da böyle oldu.