Sağır ve dilsizlerin, hükümdar saraylarında istihdamında hükümdara, hanedan üyelerine ve devlet adamlarına hizmet etmeleri dolayısıyla güvenlik ve konuşulan devlet işlerinin dışarıya yansıtılmama gerekçesi rol oynamıştır. ...

19. yüzyılın ortalarında Osmanlı sanayii, sanayi devriminden etkilenmeden kendi sınırları içinde faaliyetlerini sürdürmekte ve genellikle iç pazar ihtiyacını karşılamaya çalışmaktaydı. Ekonomi, devletin denetimi altındaydı. ...

Osmanlı tarihçiliğinde mekân odaklı çalışmaların her geçen gün artmasının bir yansıması olarak, toplumsal gruplar ve kentsel mekân ilişkisi üzerine duran literatür zenginleşmektedir. Bu bağlamda kimi çalışmalar Osmanlı ...

19.Yüzyılın başında, Çar Rusya’sının Güney’e doğru yayılma ve yeni arazi edinme politikaları, Rusya-İran savaşlarındaki zaferler, Güney Kafkasya’nın işgali ile sonuçlandı. Türkmançay Antlaşması’yla Güney sınırlarını Aras ...

Osmanlı Devleti’nin Rumeli istikametindeki fetihlerinin başlangıcından itibaren çeşitli sebeplerle “sürgün” politikası uygulanarak yeni alınan bölgelere yani Anadolu’dan yeni fethedilen Rumeli topraklarına nüfus nakledilmiştir.1 ...

Bu çalışma, henüz Bizanslılar döneminde İstanbul’a yerleşen Floransalıların 1453 yılından sonra şehrin yeni hâkimleriyle kurdukları ilişkilerin arka planında yatan siyasi ve ticari beklentileri inceleyerek, Floransalıların ...

Günümüzde Kurtuluş adıyla bilinen Tatavla’da doğan Mahremî’nin doğum tarihi, ilk eğitimi ve hocaları hakkında elde bilgi olmamakla birlikte II. Bâyezîd’in musahiplerinden olan babası Tatavul Alî’nin uzun yıllar doğduğu ...

Osmanlı İmparatorluğu ve Venedik Cumhuriyeti arasındaki diplomatik ilişkiler on dördüncü yüzyıla kadar dayanmaktadır. Bu yüzyılda henüz bir beylik olan Osmanlılar ile ilişkiler Gelibolu gibi stratejik bir noktanın fethi ...

Dilimize “izcilik” olarak yerleşmiş olan gençlik örgütlenmesinin mucidi İngiliz Generali Baden Powell’dir. Baden Powell, 1908 yılında yazdığı “Scouting For Boys” (Erkek çocuklar için izcilik) isimli eserinde, izciliğin ...

Arapça (bakāl = sebze, sebze satan) kelimesinden Türkçeye giren ‘bakkāl’ kelimesinin geçtiği ilk resmî belgeler Sultan II. Bâyezid (1481-1512) dönemine ait olan 1502 tarihli Bursa ve İstanbul ihtisâb kānunnâmeleridir. ...