Gadamer’in Hermeneutiğinde Sola Scriptura ve Gelenek
Özet
Bir eseri tarihte yol açtığı anlama gelenekleri bağlamında değerlendirme gerekliliğini savunan Gadamer, bir açıdan metin merkezli yaklaşımlara zıt birtavır sergilemiştir. Ona göre geçmişten bugüne uzanan zaman mesafesinin ötesine geçerek başlangıç noktasına gitmek ve metnin gerçek anlamına ulaşma iddiasında bulunmak naif ve imkansızdır. Gadamer, gelenek fikrini otorite ve önyargı kavramlarıyla oluşturduğu üçlü bağlamında değerlendirir. Geçmişten gelen önyargılara karşı çıkan Descartes ve daha sonra Aydınlanma da aslında bir önyargı karşıtı önyargıya maruz kalmıştır. Oysa eski yorumlar tarafından oluşturulmuş olan önyargılar her yeni anlamanın ön şartıdır. Bir metin okunduğunda geçmiş birikim ve anlama gelenekleri okuyucuya daima kılavuzluk edecektir. Gadamer’in burada savunduğu bir yöntemsel yaklaşım, bir de jure olması gereken değildir. O sadece daima olan de facto bir durumu betimler. Önyargı, temelde bir meselenin tüm boyutlarını değerlendirdikten sonra oluşturulan yargıdan önce gelen bir tür ön-anlamadır. Bu ön-anlamaların bütününü geçmişten gelen bir otorite ve öznenin iştirak ettiği bir yaşam geleneği belirler Telif hakları gereğince yayın erişime kapalıdır. Yayın yayıncı tarafından erişime açık ise bağlantılar kısmından ulaşılabilmektedir.