Timar Sistemi İçerisinde İltizam Yönteminin Kullanılması: İstanbul Kadı Sicilleri Üzerinden Bir Tartışma (16.-19. Yüzyıllar)
Özet
Bilindiği üzere yasal olarak deftere kaydedilen timarlar, hisselere bölünemez, satılamaz, devredilemez, bütün halinde başka bir birime katılamaz ya da bağışlanamazdı. [Halil İnalcık, “Timar”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), 2012, XLI, 170.] Kanunnamelerde “timar-eri marifeti olmadan raiyyet yerin âhara vermek, kendü feragat etmek caiz değildir, kendü eküp biçüb hakkından gelebilirse hoş ve illa sahib-i timara teslim eyliye” denilmektedir. [Ömer Lütfi Barkan, “Timar”, Türkiye’de Toprak Meselesi Toplu Eserler I içerisinde (İstanbul: Gözlem Yayınları, 1980), s. 851]. Bununla birlikte, uygulamada 15. yüzyılın sonlarından itibaren Rumeli ve Anadolu’daki birçok timar, zeamet ve has yaygın biçimde iltizamla yönetilmiştir. Bu çalışmanın konusunu, İstanbul ve çevresi özelinde, timar sistemi içerisinde kalınarak iltizamla yönetilen bu dirlikler oluşturmaktadır. Miri ve çoklu hazine döneminde hazineler tarafından idare edilip iltizama verilen yani fiiliyatta dirlik statüsünü kaybeden timarlar çalışmanın kapsamı dışındadır. Çalışmanın temel kaynakları İstanbul kadı sicillerinin transkripsiyon metinleridir. Ayrıca Osmanlı arşivi kayıtlarından da istifade edilmiştir.