Çerçevelemenin ve duyguların politik kararlar üzerindeki etkisi

Abstract

Çerçeveleme etkisi, mantıksal olarak aynı olan ifadelerin semantik yollarla farklı şekilde sunulmasını ifade eder (Krishnamurthy, 2001). Çerçeveleme etkisini politik bağlamda inceleyen çalışmalarda eşdeğer ifadeler kayıp ve kazanç çerçevelemesi ile sunulmaktadır. Kayıp ve kazanç kavramının önemi, bireylerin güdülenme motivasyonlarına bağlı olarak değişmektedir. Düzenleme Odağı Kuramı'na göre koruma odağına sahip kişiler için kayıplar önemliyken, gelişme odağına sahip kişiler için kazançlar önemlidir. Koruma odağına sahip olan kişiler negatif sonuçların varlığında korku deneyimlerken, gelişme odağına sahip kişiler pozitif sonuçların yokluğunda öfke deneyimlemektedirler (Shah ve Higgins, 2001). Bu tez kapsamında çerçevelemenin, düzenleme odağının ve duygunun (öfke ve korku) politik kararlar üzerindeki etkisi iki çalışmada incelenmiştir. Her iki çalışmada 2 (Çerçeveleme: Kayıp, Kazanç) X 2 (Duygu: Öfke, Korku) deneklerarası desen kullanılmıştır. Ayrıca katılımcıların kronik düzenleme odakları belirlenip analize dahil edilmiştir. Çalışmanın bağımlı değişkenlerini siyasi lider değerlendirme, mesajların ikna ediciliği ve mesajlara karşı tutum oluşturmaktadır. Birinci çalışmada mesajlar ekonomi politikası hakkında, ikinci çalışmada ise göçmen politikası hakkında sunulmuştur. Her iki çalışmada da çerçevelemenin, duygunun ve düzenleme odağının bağımlı değişkenler üzerinde etkileşimi bulunmamıştır. Ancak mesajların ekonomi politikası bağlamında sunulduğu birinci çalışmada kazanç çerçevelemesi (kayıp çerçevelemesine kıyasla) daha olumlu değerlendirilirken, mesajların göçmen politikası bağlamında sunulduğu ikinci çalışmada kayıp çerçevelemesi (kazanç çerçevelemesine kıyasla) daha olumlu değerlendirilmiştir. Elde edilen bulgular bireylerin politik karar verme süreçlerinde kişisel eğilimleri veya doğrudan kişisel düzeyde deneyimledikleri öfke ve korku duygularından çok, mesajların sunuluş biçimi ve bağlamının belirleyici bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. Gelecek araştırmaların politik mesajların sunulduğu bağlama, düzenleme odağının durumsal olarak belirlenmesine, farklı duyguların kullanımına ve bu duyguların kişisel değil politik düzeyde indüklenmesine odaklanması önerilmektedir. ----- Framing effect refers to the semantic presentation of logically equivalent statements in different ways (Krishnamurthy, 2001). In studies examining the framing effect within political contexts, equivalent statements have been presented through loss and gain framing. The importance of the concepts of loss and gain varies depending on individuals' motivational orientations. According to Regulatory Focus Theory, losses are more salient for individuals with a prevention focus, whereas gains are more salient for those with a promotion focus. Individuals with a prevention focus tend to experience fear in the presence of negative outcomes, while individuals with a promotion focus are more likely to experience anger when positive outcomes are absent (Shah ve Higgins, 2001).In this thesis, the effects of framing, regulatory focus, and emotion (anger and fear) on political decision-making were examined. In both studies, a 2 (Framing: Loss vs. Gain) × 2 (Emotion: Anger vs. Fear) between-subjects design was employed. Participants' chronic regulatory focus was also measured and included in the analyses. The dependent variables of the study were political leader evaluation, perceived persuasiveness of the messages, and attitudes toward the messages. In the first study, the messages were about economic policy, while in the second study, they were about immigration policy. No significant interactions between framing, emotion, and regulatory focus were found in either study. However, in the first study where the messages concerned economic policy gain-framed messages were evaluated more positively than loss-framed messages. In contrast, in the second study where the messages concerned immigration policy loss-framed messages were evaluated more positively than gain-framed messages. The findings suggest that in individuals' political decision-making processes, it is the framing and context in which messages are presented rather than personal tendencies or directly experienced emotions such as anger and fear that play a decisive role. Future research may focus on the contextual framing of messages, the situational induction of regulatory focus, the use of different emotions, and the induction of these emotions at a political rather than a personal level.