Doğruluğu Tartışmalı Bir Tartışma: 1660 Yangını İstanbul'un İslamlaşmasına Etki Etti mi?
Doğruluğu Tartışmalı Bir Tartışma: 1660 Yangını İstanbul'un İslamlaşmasına Etki Etti mi?
Özet
İstanbul, fetihle birlikte tarihteki yerini bir İslâm şehri olarak
sabitlemiştir. Her ne kadar Osmanlı’nın uyguladığı sürgün ve iskân
politikası nedeniyle demografik yapısı dini yönden çeşitli olsa da, bu
durum şehrin söz konusu kimliği açısından bir nakısa değil, bilakis
asırlardır bilinçli bir tercihin ve din konusundaki özgüvenin ifadesi
olsa gerektir. Nitekim, İslâm’ın ‘ikinci büyük hamlesi’1 sayılan Osmanlı
Devleti’nin de varlığını bu eksende sürdürmüş olduğu yadsınamayacağı
gibi, Osmanlı toplumunun kimliğini belirleyen temel unsur
olan din faktörü, devletin hem kendisini hem de ötekini tanımlarken
kullandığı önemli bir referans olarak kabul edilir.
24 Temmuz 1660 tarihinde İstanbul’da meydana gelen büyük
yangın sonrasında devlet tarafından, şehrin nüfus ve mimari yapısına
farklılık getiren birtakım kararlar alınmış ve uygulanmıştır. Eminönü
Yeni Valide Camii ve Külliyesi inşaatının 57 yıl aradan sonra yeniden gündeme alınmış olması bunların başında gelmektedir. Bunun bir
sonucu olarak özellikle, fetihten itibaren Hocapaşa ve Bahçekapı bölgesinde
bulunan ve gittikçe kesifleşen Yahudi mahallelerinin, gerek
uygulanması düşünülen cami ve külliye projesi dahilinde yer alması,
gerekse bir Müslüman mabediyle uyumlu bir muhitin oluşmasını
sağlamak gayesiyle Müslüman mahallelerine dönüşmesi sağlanmıştır. İstanbul, fetihle birlikte tarihteki yerini bir İslâm şehri olarak sabitlemiştir. Her ne kadar Osmanlı’nın uyguladığı sürgün ve iskân politikası nedeniyle demografik yapısı dini yönden çeşitli olsa da, bu durum şehrin söz konusu kimliği açısından bir nakısa değil, bilakis asırlardır bilinçli bir tercihin ve din konusundaki özgüvenin ifadesi olsa gerektir. Nitekim, İslâm’ın ‘ikinci büyük hamlesi’1 sayılan Osmanlı Devleti’nin de varlığını bu eksende sürdürmüş olduğu yadsınamayacağı gibi, Osmanlı toplumunun kimliğini belirleyen temel unsur olan din faktörü, devletin hem kendisini hem de ötekini tanımlarken kullandığı önemli bir referans olarak kabul edilir. 24 Temmuz 1660 tarihinde İstanbul’da meydana gelen büyük yangın sonrasında devlet tarafından, şehrin nüfus ve mimari yapısına farklılık getiren birtakım kararlar alınmış ve uygulanmıştır. Eminönü Yeni Valide Camii ve Külliyesi inşaatının 57 yıl aradan sonra yeniden gündeme alınmış olması bunların başında gelmektedir. Bunun bir sonucu olarak özellikle, fetihten itibaren Hocapaşa ve Bahçekapı bölgesinde bulunan ve gittikçe kesifleşen Yahudi mahallelerinin, gerek uygulanması düşünülen cami ve külliye projesi dahilinde yer alması, gerekse bir Müslüman mabediyle uyumlu bir muhitin oluşmasını sağlamak gayesiyle Müslüman mahallelerine dönüşmesi sağlanmıştır.