dc.description.abstract | Osmanlı Devleti’nin içki tüketimi ve meyhanelere yönelik yaklaşımının temeli İslam Hukuku’dur. Dinî esaslar çerçevesinde belirlenmiş bir ayrımla müslim ve gayrimüslim şeklinde sınıflandırılan Osmanlı tebaası, farklı kurallara tabi tutulmuştur. Buna göre Müslümanların Kuran’da hamr adıyla geçen içkiyi üretmeleri, tüketmeleri, ticaretini yapmaları, bu kapsamda meyhaneye gitmeleri ve meyhanecilik yapmaları yasaklanmıştır. [Kur’an, Bakara Sûresi, Âyet: 219; Kur’an, Nisa Sûresi, Âyet, 43, Kur’an, Mâide Sûresi, Âyet: 90-91. Ayrıca bkz. Ramazan Tunalı, “Yahudilik-Hıristiyanlık ve İslâm’da İçki”, (yüksek lisans tezi), Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006, s. 81-84. Mezheplerin hamrın hangi içkiyi karşıladığı ve hukuki çerçevesinin ne olduğu oldukça tartışmalıdır. Konuyla ilgili bir tartışma için tarafımızdan yapılmış şu çalışmaya bakılabilir: İhsan Erdinçli, Keyif Günah ve Suç Arasında Osmanlı’da Meyhaneler ve Müdavimleri, (İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2021), s. 42-50.] Aksi halde İslam hukukunda hadd ve tazir suçları olarak ayrı ayrı düzenlenmiş çeşitli cezalara çarptırılacakları belirtilmiştir. | en_US |