Bir İstanbul Semtinin Değişimi: Tarlabaşı’nın Öyküsü

Abstract

Tarlabaşı Beyoğlu’nun göz ardı edilmiş, yakın-güncel tarih yazımında pek incelenmemiş; bu yüzden de “haksızlığa uğramış” bir mahallesidir. Tarlabaşı’nın aksine iki asırdır dünyanın en kozmopolit köşelerinden biri olan ve Yunanca’da Stavrodromi yani Kavşak olarak nitelendirilen Pera için hemen her dilde sayılamayacak kadar çok kitap ve makale yayınlanmıştır. Hâlbuki Beyoğlu 1453’ten önce bu karaktere sahip değildir. Yedi tepeli surlarla çevrili İstanbul gibi yoğun nüfuslu bir bölge olmamasına rağmen 16. yüzyılın ortalarından itibaren yabancı elçilerin yerleştikleri muhit olarak seçilmiştir. Zamanla şehrin silüetinde Ayasofya’nın kubbeleri ve Sultan Ahmet Camii kadar İsa Kulesi veya Galata Kulesi de önemli yer tutmaya başlar.