Gelişmiş Arama

Basit öğe kaydını göster

Yüzyıllar Boyu İstanbul Panaromaları

dc.contributor.authorGenim, M. Sinan
dc.date.accessioned2014-06-09T07:11:33Z
dc.date.available2014-06-09T07:11:33Z
dc.date.issued2013
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12723/129
dc.description.abstractSanırım dünya yüzünde hiç bir şehrin İstanbul kadar çok resmi veya gravürü yapılmamış, fotoğrafı çekilmemiştir. Auguste Boppe “Bir ressam için geçmiş asırlardaki İstanbul’un cazibesi kim bilir nasıl güçlü idi.”1 diye sormaktadır. İstanbul’un cazibesi gerçekten çok güçlüdür. 1701’de İstanbul’u ziyaret eden Fransız bilim insanı Joseph Pitton de Tournefort “Avrupa’nın bu en büyük şehrinin bütün evlerini bir bakışta görmekten daha hoş bir manzaraya dünyanın başka bir yerinde rastlanmaz.”2 diyerek yaklaşık iki yüz yıl önce Boppe’ın sorusuna bir anlamda cevap vermektedir. Çünkü İstanbul’un ortasından deniz geçer. Bu özelliğine önemle dikkat çekmek isterim, bu her hangi bir akarsu değil, denizdir. Ayrıca İstanbul dağlık, tepelik, vadilerin oluşturduğu geniş bir yerleşmedir. Deniz kıyısından kademeli biçimde yükselen, çeşitli kotlarda oluşan taraçalar üzerine oturan yapılar, gözün bir an da şehri kavramasına ve onun haşmetine esir olmasına neden olmaktadır. Yatay düzlemde sonsuz bir akışkanlık içinde devam eden ve sivil yaşantıyı temsil eden yapılar, dik eksende belirli aralıklarla yükselen dini ve resmi yapılar, birbiri içine geçmiş bir dünyayı yansıtmaktadır. Hemen hemen dünyanın bilinen tüm şehirleri düz alanlarda kurulmuş olup, çok az sayıda şehir siluetini görebileceğimiz bir tepeye sahiptir. Böylesi değişik ve derin perspektifler içeren bir şehir, aynı zamanda politik ve ekonomik güçte taşıyorsa hemen hemen herkesin ilgisini çeker ve çekmiştir de.en_US
dc.description.abstractSanırım dünya yüzünde hiç bir şehrin İstanbul kadar çok resmi veya gravürü yapılmamış, fotoğrafı çekilmemiştir. Auguste Boppe “Bir ressam için geçmiş asırlardaki İstanbul’un cazibesi kim bilir nasıl güçlü idi.”1 diye sormaktadır. İstanbul’un cazibesi gerçekten çok güçlüdür. 1701’de İstanbul’u ziyaret eden Fransız bilim insanı Joseph Pitton de Tournefort “Avrupa’nın bu en büyük şehrinin bütün evlerini bir bakışta görmekten daha hoş bir manzaraya dünyanın başka bir yerinde rastlanmaz.”2 diyerek yaklaşık iki yüz yıl önce Boppe’ın sorusuna bir anlamda cevap vermektedir. Çünkü İstanbul’un ortasından deniz geçer. Bu özelliğine önemle dikkat çekmek isterim, bu her hangi bir akarsu değil, denizdir. Ayrıca İstanbul dağlık, tepelik, vadilerin oluşturduğu geniş bir yerleşmedir. Deniz kıyısından kademeli biçimde yükselen, çeşitli kotlarda oluşan taraçalar üzerine oturan yapılar, gözün bir an da şehri kavramasına ve onun haşmetine esir olmasına neden olmaktadır. Yatay düzlemde sonsuz bir akışkanlık içinde devam eden ve sivil yaşantıyı temsil eden yapılar, dik eksende belirli aralıklarla yükselen dini ve resmi yapılar, birbiri içine geçmiş bir dünyayı yansıtmaktadır. Hemen hemen dünyanın bilinen tüm şehirleri düz alanlarda kurulmuş olup, çok az sayıda şehir siluetini görebileceğimiz bir tepeye sahiptir. Böylesi değişik ve derin perspektifler içeren bir şehir, aynı zamanda politik ve ekonomik güçte taşıyorsa hemen hemen herkesin ilgisini çeker ve çekmiştir de.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.language.isoturen_US
dc.publisherİstanbul 29 Mayıs Üniversitesi; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş.en_US
dc.publisherİstanbul 29 Mayıs Üniversitesi; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş.en_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectİstanbulen_US
dc.subjectİstanbulen_US
dc.titleYüzyıllar Boyu İstanbul Panaromalarıen_US
dc.titleYüzyıllar Boyu İstanbul Panaromalarıen_US
dc.typearticleen_US
dc.institutionauthorGenim, M. Sinanen_US
dc.relation.ispartofen_US
dc.relation.publicationcategoryMakale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanıen_US


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster